21 Mayıs 2008 Çarşamba

.benbizonlarbizler.

.zaman yavaş aktı birkaç gün. ne zaman ki istanbula döndüm zamanın yanılsaması çarptı. hayalimsi günlerden sonra rüyamsı bir sabaha uyumamış gözlerle baktıktan sonra uzak kaldığım yatağımda kulaklığım ve içimde sabit çalan dost melodilerle uyuyakaldım. günler uzak anlar yakın. uzak olduğundan daha yakın. gitmenin verdiği huzur, dönmenin verdiği sıkıntıyla birlikte günlrin bilinçsiz akışı içinde yalnızlığın rahatlığında sürüklenmek iyi geldi. bünye ses ister, gülmek ister, neşeli yüzler istermiş meğer. her zaman değilse de zaman zaman ister imiş.
.saçma sıkıntılar ve dertlerden uzak durmak için insanlardan uzak durmanın yeterli olduğu kanısına vardım. herkes değil tabi bu insanlar. en çok en az tanıdıklarıma ve beni kabul edebilenlere yanaştım. hatta benle kavga edenleri ister oldum yanımda. sessizliğe karşı anlamlı ses verenler. ama yine de ortabahçede yalnızım. tercihimdir. sıkıntılar gereksiz ise uzak durulası bir şeyler rahatlatıyorsa kimse kusura bakmasın. bu kadar sakin ve durgun iken kimseyle kafamı bozmaya niyetim yok.
.bir deniz havası, bir orman havası, bir de sabaha güneşin doğuşuna gevende havası yetti. bir de neşeli dostlar ve kahkahalar.
.hafifledi bedenim, süzülmek üzereydi pazartesi güneş doğarken ormana. yola çıkarken tek kaygım fazla bağlanmaktı bu huzura ve huzursuzluğa dayanamayıp kendimi yitirmek karanlıkta. günün aydınlığını örtecek kara perdeler aramaya başlamak ve sonsuzca huzursuzluğu damarlarımda hissedip zehirlemek birilerini. oysa her şey yolunda. biz de yoldaydık. hala da öyle değil miyiz?

(şu ana kadar yazdığım en kopuk yazı olmuş olabilme ihtimaline karşı uyarayım)

Hiç yorum yok: