18 Mart 2008 Salı

.görüşmesek mümkünse

.herkes organize biçimde üzerime geliyor. ada görmeye dayanamaz hale geliyorum. sadece adada olmak istiyorum oysa ki. tek başıma çekip gideceğim biraz daha yaşamak ve sonra ölmek için tek başıma orada. adada. acı bir tat geliyor boğazıma. yapışıp kalıyor. gitmiyor. yutkunamıyor, nefes alamıyorum. her şey üstümde ama yıldızlar yok. çünkü lanetli bir kente tıkılıp kamışım. ışıklar gözümü alıyor. bahar güneşi değil üstüme doğan. salt bir rahatsızlık var. özlemlerimi kamçılayan bir takım kareler ve mutlu yüzler. eksiğim. çok eksiğim. ihtiyacım var. yoksunluk çekiyorum. umrunuzda olmasa da içimde bir yan denize bırakmamak için zor tutuyor kendini. sularını özlediğim, nefes almak istediğim yerleri beyaz ekranlarda görüp oturuyorum. gideceğim. çok yakında. herkesi rahatlatıp gideceğim. benim sorunlu sesim susacak. tek başıma gideceğim.

dayanılmaz oluyor. üstümden kalkın. beyaz ekranlara kilit vurup gideceğim. "mümkünse bir daha görüşmeyelim" demek o kadar kolay mı? olabilir. artık benim için de olabilir.

Hiç yorum yok: