14 Aralık 2007 Cuma

13 aralık

.huzurla başlayan gece.sonu bilinmezlere akan bir sürükleniş içinde sesler arasında geçişler.sert geçişler.devam etme gücü veren bir şeyler hala var bu hayatta.hala devam edebiliyorum.gitmem gereken saplantılı tarih, belirlenmiş mekan, arzulanan tek bir ses.3 ay geçmiş.hala yazıyorsam bir şekilde varım.bedenimin içinde çalışan mekanizma belli ritimlere bağlı.derin bir giriş ve sonra gelen ağır bir melodi.yine de kalmak konusunda kararsız, zehirlenme arzusu içte.
bitemeyen soluyuşların beklediği oldu. gerçekliğini hissedecek sonuna kadar.

geminin güvertesinde kendini rüzgara bırakıp üşüme hissine karşı duyarsızlaşmış bir bünye.sadece gözlerini kapayıp içten gelen sesleri dıştan gelen seslerle buluşturmayı bekliyor çoğu zaman. buluşuyorlar.o kadar üst üste biniyor ki çizgiler görünmez oluyor renkler.geride kalan sadece sesler ve yazılar.havada uçuşan gereksiz sözcükler suda eriyiverecekler.gidiyor,kalıyor,yaşıyor, ölemiyor,huzur buluyor,susuyor.
anların kayıtları tek seferlik,o anda gizli.tekrar tekrar yaşanası düşler gibi.belki de sadece çok yorucu bir rüyaydı gece.gecenin uyanık rahatsızlığını hissetmemek için uykuya dalmıştı satır aralarında ve kocaman rüyaydı her şey.rüya etkisi fazla ama gerçek olduğu hissiyatı baskın bu kez.
sonbahar, ilkbaharı bekler.beklediğine değer.ilkbahar kaygısızdır.sonsuz sanar benliğini.sonbaharın en güzel ismi güz.
güz bekler damlalarını yağmurun, sonra da ölü yapraklarını ağaçların. bahar fazla beğenir kendini. geldiğindeki göz alıcılığını bilir ve burnu havada davranır. yıkım vardır oysa baharda.asla bilemez bunu bahar.bahar kırar ruhları. güz huzur verir her ne kadar ölünesi bir mevsimse de.
bitmeli bu satırlar daha fazla parçalanmadan, parçalamadan.elimden gelen tek şey yazmak oysa.

Hiç yorum yok: