3 Aralık 2007 Pazartesi

nasıl öleceksek...

gecenin ya da kimilerine göre sabahın bu saatinde metrelerce aydıngeri boyarken düşünülecek en son şeydi heralde birilerinin ölümleri. düşündüm işte hayatımda ya da en azından benim içimde saydığım gerçek insanların nasıl ölebileceğini.hep boktan ölümler geldi aklıma.yine de bazıları huzurluydu.
zampara sarhoşken trafik kazası geçirecek.zehirli sahnede ölecek,olması gereken yerde.şahane yazar birisi sevdiğinin yanında huzurla,deli biri küfrederken verecek son nefesini.son nefesiyle çıkartabildiği son ses "f*ck" olacak heralde.hoş olurdu bu.yalnız başına ölecek birileri,bileğini doğru yerden kesip yavaşça uyurken.birisi de bahar ılıklığından sarhoş olsa gerek,talihsiz bir kaza gelecek başına,tesadüfi olarak.koşarken tasasızca takılıp düşecek bir diğeri de ya da çukura düşecek o şair gibi.yaşlılıktan ölecek kimisi de,huzura erişmiş ruhuyla.hastalıktan kurtulacak bedeni ılık ölüm kanıyla bir diğerinin.lanet uçarken toslayacak yere.nedensiz ölümler de olacak elbet.sırra kadem basıp giden de var elbet bu dünyada.ormanda kaybolacak birisi,asla haber alınamayacak.denizde boğulacak beriki.macera yaşarken hakkıyla ölecek bir sakin.yatağından kalkamayacak biri de,yorgunluktan uyuyor sansalar da.
herkesin ölümünü düşlerken biliyordum,çok iyi biliyordum kendiminkini.boktan ölecektim.otobüsün altında kalmak belki şaşkınlıktan ya da tökezleyip yığılmak yolun ortasına. ben kendi ölümümü beklemeden,boktan ölmeden gideceğim.henüz değil elbet.ama boktan ölmeyeceğim.

Hiç yorum yok: