27 Mart 2010 Cumartesi

.just because of the sandman.

işi gücü olmayan insanın, tatil günü, güzel hava hali nedir? durun kendi üzerimden bunu size bir açıklayayım. sabahın kör vakti ne olursa olur ve uyanılır... işte her şey o andan sonra başlar, tabi rüya alemi de önemli ama bir başlangıç noktası koymak gerek tabi elbet. bir heves yeni köy ekmeği unu karışımıyla hamur yoğurma işine girişilir. bu arada aylardır aklıma takılan ev pizzası da zihnimde hoplamaya başlamıştır. hayde bakalım nasıl olurmuş edilirmiş diye bir pizza tarifi bulunur. bu esnada da sanki rakı sofrasındaymışımcasına hissettirir nedense fikret kızılok albümü. sonra öğlenin ılık sıcağında trafiğe en az maruz kalacak biçimde bisikletimle yola çıkdıysam da standartlara uymayan yol genişlikleri ve park halindeki araçlar ve sevgili istanbulluların haftasonu gezmesi ile yaşanan sokaklardaki insan patlaması ilk başta biraz zorlasa da,ara sokaklar çözümdür ve kadıköy e varılır çabucak. orada işler güçler bitince gerisin geri pedala kuvvet eve gelinir.ve işte sabahki sinsi pizza planları uygulamaya konur. sabah akşam hamur yoğuran bir hale bürünen şahsiyet, yani ben, biraz durup da işlerini düşünür, hani şu ertelediği işlerini. ama görünen o ki ben ya bir çiftlikte çalışıp hem istediğim kadar doğaya kaçıp, hem de keçilerin sütünden yoğurt-peynir. buğday tarlalarından gelecek un ile bilimum ekmek-kurabiye, tavukların yumurtalarıyla evin beyine omlet filan yapıp çobanlık yapacağım.

Hiç yorum yok: