25 Haziran 2009 Perşembe

.çöplüğünde öten tavuğun fantastik masalı.

.bütün saçmalığım üstümde yine. cümleler ifadeler yitiyor. pek de möhim değil aslına bakarsan. bir terslik var ama o kesin, bir gudubetlik var, bahtsızlık bulutları yakınlarda geziniyor, arada yağdırıyor. ama bir o kadar da kaygısızlıkla birlikte bir keyifli ifade var yüzümde-göstermiyorum da biliyorum var- ferahlık var keza içimde. ama bir o kadar yerinde duramamazlık, sokak çocuğu olma durumu mevcut. ayrıca hala progressive dinliyorum, valla bunalımda değilim. inanmayanları dışarı alalım.
.o zaman mevzusuluktan bunalanlara bundan sonra ki satırlarda umutlanmamalarını yeniden hatırlatarak serbest saçma yazımına devam edelim. bence bu sıcakta yemek yenmez, peki neden yiyoruz, valla bilemedim. kendimi tanımlayacak bir şarkı seçmeye çok yaklaştım ama bu sefer de kadıköy de dolanırken her zamanki gibi bir başıma ne yapacağıma karar veremeden yine sokaklarında kaybolmaya çalıştım. bu kadar da boş-beleş bir insanım dostlar. beni böyle bilmediğini düşünenleri yeniden dışarı davet edebilirim. ben feci insan ayırt ederim, açığımdır, acımam. sevmediğimi sevmem, uzak dururum. rahatsız ederse beni bir kişilik kimseye rahatsızlı vermeden kaçıveririm. faşist deyin isterseniz, tanımsız olmak tercihim ki öyleyim.
.aman yahu, in between dinleyecektim bugün, oldu mu şimdi peyote?

Hiç yorum yok: