29 Haziran 2009 Pazartesi

.a change of seasons.

.nereden düzeldiyse hayat, bir diğer yandan dengeler, kayıp gider elinden. şimdi değil yarındır zamanı. sonra yeniden oldu dersin, yanılırsın bir kez daha. düşmeye alışan bedenindir, ruhun teslim olur. yarın değil dündü dersin, kaçmıştır tren. yolları bir daha kurgularsın, hiç de hayallerindeki gibi gelişmeyecektir oysa. bir kez daha güvenirsin, koşarsın çokçana, beklersin bir o kadar da, ne geleni vardır ne de gideni bu kasabanın. hadi umut dersin, umutlarla büyür sulanmayan çiçeklerin.
.bir kadeh şarap elinde, göğsünde bir sızı, gözlerinde uykulu mahzun bakışlar. şimdi değildi vakti, geçmişin atılmayan adımlarındaydı. yüzü güler yine de, o şarabı içemez bekletir, zamanı geri getiremez ama bekletir onu da. saçmalıklarla dolu sayar yaşamını, oysa sadece herkes kadar ufak boşluklar yaratır nefes almak için. kaçıp gidemediği her güne yanar, kaldığı her andan keyif alır. söylendiği kadar mutludur aslında. dünden kalan külleri savurdukça üstüne yapışır, silkinir, olmaz. koca deniz bekler onu yıkamak için, temizlendiğini hisseder ama asla eskisi gibi saf olamayacaktır. kurtulamadığı bir yığıntı vardır, oysa ona ait değildir. terk etmeyen bir şeyler vardır üstünde, oysa yüreği rahattır o konuda, ama anlamazlar, gitmezler, bilemezler. kabullenmek en zorudur onlar için. öyle kabul edilmelidir, ama edilemez, gerçekdışıdır kimine göre.
.göğsündeki sızıyı dindirmek için gidiyor bak, onların yüzünden değil, denemek için, çözüm umudunu test etmek için. umudu yaşattıkça içinde, var oldukça sevdikleri, sevenleri nefes almak daha kolay.

1 yorum:

Yunus Çağrı Kara dedi ki...

zamanı bekletmek.
çok sıcak bir şey olmuş bu.