20 Aralık 2008 Cumartesi

.i cannot be there, i need to be alone.

.olduğunca sessiz ve uzaktı. kasten değil sadece rahat hissetmek istediği için. somurttuğunu söylüyorlardı, ama aslında sadece duruyordu,dingin bir şekilde. bulunduğu yere aitsizlik duygusu orada tek başına olmaktan keyif almayla savaşıyordu ama kaybetmişti çoktan. keyif her şeyin üstündeydi o anda. isterlerse dalga geçsinler ya da onu bırakıp gitsinler, umrunda değildi. kendini yok etmişti, kimsenin farkına varmadığı bir köşede başı öne eğik duruyordu. biraz nefes almak için dışarıya çıktı. gülümsedi. güzeldi hava, ılık bir gece, kışın ortasında oldukça ılık.
.sonra birden yolda buldu kendini. yabancıydı etrafındakilere. sanki yıllardır birlikte yürümemişti o yolu. belki de o gece farklıydı ışıklar, algıları yanıltıyordu. ev yabancıydı, insanlar da. yine bir köşeye sinik oturuyor, izliyordu onları. ağır bir duman vardı odada, kokusu yakıcıydı. izledi. mutfak daha tanıdıktı. bir süre orada durdu. su içti. yeniden doldurdu bardağını ve yine köşesine gitti. her şey hala yabancıydı. kapıyı çekip gidecek kadar sokakları tanımıyordu. her şey belki daha tanıdıktı bu odadakinden ama korkuyordu. rahatsız değildi. sadece uzaktı. o köşede duruyordu sadece ve yabaniydi. sabahı beklemeye karar verdi. üşürken düşünürken uyudu birazcık. gün aydınlandığında fark edemedi ama biliyordu. sokaklarda liseli ortaokullu çocuklar vardı yokuşu yürürken. sessizlik eşlik etti bu sabah ona. sessizliği bozan her şeyi duymazdan geldi. huzurla uzaklaştı o tanımadığı sokaktan, tanımadığı evlerden. tek başına mutluydu, sessizdi.

Hiç yorum yok: