31 Ekim 2009 Cumartesi

.gri olamayan rengim.

.sıkıntıları biriktirmekte, sonuç olarak da gri ruh haline asla geçememekteyim. bünyem bozuk, bu da endişe verici. keyfim olmasa tamam ama öyle de bir şey değil ki bu. fazla iyi iken her şey sıkıntı olabiliyormuş demek ki. bu koşullar altında yapmayı deneyebileceğim şey nedir ki, bunalım moduna girmek mi? büyük saçmalık, cümlelerim gibi. o zaman biraz yazmak biraz çizmek-ama kendi içime kapalı biçimde-en ideali. o zaman biraz uzak kalalım gerçekliklerden güzelliklerden.

30 Ekim 2009 Cuma

dark-ness


.karanlık sandığımız aslında mutlak karanlığın kötü bir taklidi olmaktan öteye geçemez. şehrin ışıkları dahi olmasa da karanlık sandığımız gecede yıldızlar vardır nokta nokta ışıklarıyla. gece sadece çirkinlikleri örter, sessizliği getirir, ürpertir. karanlık değildir, daha doğrusu karanlık dediğimiz bir taklittir yalnızca.
.yıldızların nerdeyse hepsini gördüğünüz, toprağa uzandığınız vakit dünya sizin olmuş gibidir ya, karanlığı hissettiğinizde de dünyada ne kadar küçük ve yalnız olduğunuz nettir. aydan sonra karanlığa da sevdalandım sanırım. mutlak karanlık ve mutlak sessizlikte mağaranın sesiyle temizlendim dakikalar içinde sanki. taşa toprağa bulanıp, nefesinin sesiyle karışan rüzgara eşlik edip yürümek gibi, hayatı unutmak ama tam olarak da hayatın içinde olmak. saatlerin anlamsızlaşması ve yitmesi.