25 Temmuz 2009 Cumartesi

.göndermeler.1.

.nefreti nasıl sokar insan içine, hem de o kadar uzakken. anlamak zor, elim tutuldu, yazamıyorum.

21 Temmuz 2009 Salı

.ravi shankar etkisinde sakinim şimdi.

.bugünün büyük bir kısmı çok sevdiğimiz arkadaşımız kedi hatun emel'i beklemekle geçtiyse de insanlar benim "şizofren" olmadığıma inandılar-sonunda. haftalardır çaycılarda süren uzun süreli oturma rekorunu henüz kıramamış olsam da,merak etmeyin yakında onun da müjdesini vereceğim(danışman geçidinde mustafa abide 5 saatlik rekorum var,10 saat oturanı da varmış ama mesele kendini aşması insanın). yine dolup boşalan bir masada insan yüzleri değişirken, çaylar gelip boşlar giderken bir 4buçuk saat geçti, bunu kimse inkar edemez. eve dönüş yolunda kalabalık grubun parçaları olarak "yayalaşa(ma)yan" istiklal de kah birbirimizi kaybedip bekledik, kah birbirimizi unutup yürüdük. ve otobüs, ev yolu. işte ızdıraplı yolculuk başlıyordu, ama bunun farkına henüz varamamıştım. yanımdaki turist hatun, genç "delikanlı" türk erkeklerini etkilemiş olmalı ki hemen kendilerini ona yakın göstermek için aralarında ingilizce konuşmaya, birtakım yapılara "you know, this is istanbul technical university..." gibi cümleler kurmaya başladılar, turist hatun beşiktaşta inip de beni bu "sevimli ve içten" gençlerle başbaşa bıraktığında başıma geleceklere hazırdım, geri kalan yolda aynı muhabbeti sürdürmece ve turist davranışları sergilemece. akılsız başım, elbisemin devasa ceplerine kitabımı sığdırabildiğini gördüğüm halde diskmani evde bırakmak hatasına düştüğünden, bu cefayı çekecektim. neyse ki benden önce indi o aksanlarını unutamayacağım muhteşem insanlar.
.lütfen yapmayın, turist yanında turist olmaya çabalamayın, yemiyorlar bu numarayı, ayrıca 10 dakika sonra otobüsten inince de kalıveriyorsunuz turist halinizle.