12 Mayıs 2009 Salı

.peki ya insan ne ile yaşar?.

.bu soruyu bienal soruyor bize bu yıl. hani nerden geldi aklıma, onu boşverin de. insana hakikaten ne ile yaşar? şimdi baksak hayatımıza, tüketmeden, hırpalamadan, kırmadan yaşanmıyor. oysa naif insanlar olarak kalabilirdik. sadece gülerek yaşar diyebilmeliydik. sadece müzikle yaşar, sadece gezerek yaşar ya da bunun gibi bir sürü deli saçması şey uydurabilirdik. bir anla yaşayabilir, anlar döngüsü içinde yenilenebilir belki de. insan ne ile yaşar, hadi söyle. sadece kendi kendiyle bile yetinebilir aslında. pek de bir şey aramadan.

şimdi kendimi bir esintide sürüklenir hale bıraktıysam sadece sevdiklerim, özlediklerim ve paylaştıklarım içindir. insan yetinebilir elinde olan olmayan ama salt benliğiyle. insan ne ile yaşar diye sormaya dahi gerek kalmaz bu hayatta.

.öyle bir gelmişti.

.garipti günleri mayısın. hızlıydı saatleri, bilemediğim, tutamadığım bir şeyler vardı. bıraktım ben de. rüzgarın savurduğu geminin içinde sadece karşı kıyıya çıkma isteği ve özlemi vardı. hafif buruktu yeniden içim. daha sakindi anlar. yorgundu ya beden, istemiyordu fazlasını. bu gece bana izin deyip, yatağını arıyordu kendince. eski şarkılar vardı aklımda, sözleri hep ağzımda yarım kalan, melodisi zihnimi terk etmeyen. meşguldü gereksizce. yeniden yeniden denemekte ve yanılmayı beklemekteydim. şimdi zamanıydı, belki de çok zamansızdı herhangi bir şey için.

10 Mayıs 2009 Pazar

.kısa bir kendini hatırlatma.


.uzun bir sessizlik, ardından bir rahatlama. şimdi bakıyorum da, zaman durmaya yakın.
1 hafta sadece hareket halinde olduğumu, konuştuğumu, saatlerin akışına karşı durmaya çalışıp koşmaya başladığımı hatırlıyorum. şimdi ise tek bir şey kaldı önümde, bitirme. ama ondan önemlisi, gevendeye geri sayımın sonuna gelip son bir bekleme safhası.
güzel günler geçti, hızlıca, gerginlikler, mutluluklar, ikilemler arasında. artık dinlenme vakti.